Relative Clause (Who, Which, That) Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler

İngilizcenin belki de en zor öğrenilen ve en çok karıştırılan konularından biridir Relative Clause. Fakat inanıyoruz ki yazımızı okuduğunuzda sizin için işler daha kolay hale gelecektir.Bazı örnek cümlelerle Relative Clause konusuna göz atalım.

İngilizcenin belki de en zor öğrenilen ve en çok karıştırılan konularından biridir Relative Clause. Fakat inanıyoruz ki yazımızı okuduğunuzda sizin için işler daha kolay hale gelecektir.

İNTER İNGİLİZCE

İNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI

  • Amerikalı native eğitmenlerle,
  • Seviyene uygun programla,
  • Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
  • Konuşmak istediğin konuyla,
  • Her ders sonrası değerlendirmeyle
  • İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Android: İngilizce Konuşma Pratiği | iOS: İngilizce Konuşma Pratiği

Bazı örnek cümlelerle Relative Clause konusuna göz atalım.

-San Francisco was inhabited by the Ohlone that gave the famous bridge its name.

San Francisco, ünlü köprüye adını veren Ohlone’un yaşadığı bir yerdi.

-In the 19th century there were many people in San Francisco who wanted fo find gold.

-19. Yüzyılda San Francisco’da altın bulmak isteyen birçok insan vardı.

-There is a bridge that connects San Francisco and San Francisco Peninsula.

-San Francisco ile San Francisco Yarımadası’nı birbirine bağlayan bir köprü var.

-The bridge is used by people who drive on the United States Highway 101.

Köprü, Amerika Birleşik Devletleri 101 numaralı otobanında araba kullanan kişiler tarafından kullanılıyor.

-There is a street called Golden Gate that connects San Francisco and San Francisco Peninsula.  

San Francisco ile San Francisco Yarımadası’nı birbirine bağlayan Golden Gate adlı bir cadde var.

Relative Clause Nerede ve ne için Kullanılır?      

Relative Clause konusunu iyi anlamak için öncelikle Relative Pronouns’u bilmek gerekir. Aşağıdaki tabloda sizinle relative pronouns’u paylaşıyor olacağız.

ÖzneNesneSahiplik
whowho/whomwhose
whichwhichwhose
thatthat

Başka bir cümleye başlamadan, yani iki cümle kurmadan bir şey hakkında daha fazla bilgi vermek için “Relative Clause” kullanırız. Cümleleri relative clause ile bir cümle haline getirerek yani birleştirerek, metniniz daha akıcı hale gelir ve belirli kelimeleri tekrarlamaktan da bu sayede kaçınabilirsiniz.

  • who ve whom insanlar için
  • which cansızlar için
  • that ise insanlar ve cansızlar için kullanılır.

İki tür relative clause vardır:

  1. Hangi kişi veya şeyden bahsettiğimizi açıklığa kavuşturmak için relative clause kullanırız:
  2. Marie Curie is the woman who discovered radium.

Marie Curie, radyumu keşfeden kadındır.

  • This is the house which Jack built.

Bu Jack’in inşa ettiği ev.

Bu tür relative clause cümlelerinde, who ya da which yerine “that” de kullanabiliriz.

Marie Curie is the woman that discovered radium.

Marie Curie, radyumu keşfeden kadındır.

This is the house that Jack built.

Bu Jack’in inşa ettiği ev.

DİKKAT

Eğer zamirimiz, relative clause’un nesnesi ile, onu atabiliriz.

This is the house that Jack built. (that built’in nesnesi konumunda ve bu yüzden atılabilir.)

DİKKAT

Eğer relative pronoun subject/object relative clause’un nesnesi ya da öznesi ise, tekrar özne ya da nesneyi tekrar etmiyoruz.

  • Marie Curie is the woman who she discovered radium.

(who discovered’ın öznesi durumunda, bu yüzden “she” eklememize gerek yok.

  • This is the house that Jack built it. (Burada that, built’in nesnesi konumunda, bu yüzden “it” yazmamıza gerek olmuyor.)
  • Ayrıca bir kişi, nesne veya durum hakkında daha fazla bilgi vermek için de relative clause kullanıyoruz:
  • Lord Tennyson, who is 60, has just retired.

60 yaşındaki Lord Tennyson emekli oldu.

  • We had chips and cookies, which I always enjoy.

Her zaman sevdiğim cips ve kurabiyelerimiz vardı.

  • I met Mary in town yesterday, which was a nice surprise.

Dün kasabada Mary ile tanıştım, bu hoş bir sürprizdi.

Bu tür relative clause kullanımlarında, relative clause’u cümlenin diğer kısmından ayırabilmek için virgül kullanıyoruz.

DİKKAT

Bu gibi 2. kullanımdaki relative clause’larda, that kullanamayız.

Lord Tennyson, who is 60, has just retired.

(“Lord Tennyson, that is 60, has just retired” diyemeyiz.)

Ayrıca zamiri de devre dışı bırakamayız.

We had chips and cookies, which I always enjoy.

(“We had chips and cookies, I always enjoy” diyemeyiz.)

İngilizce’de Relative Clause, WHO ile Örnek Cümleler  

Relative Clause ilk kullanımlarından olan “who” ile ilgili örnek cümlelere, İngilizce ve Türkçeleri ile birlikte aşağıdan ulaşabilirsiniz.

  1. The boy who sat beside him was his son.

Yanına oturan çocuk onun oğluydu.

  • I guess because the only one who should be looking at it is my husband.

Sanırım ona bakması gereken tek kişi kocam.

  • His attention shifted to Mary, who was still sleeping.

Dikkatini hala uyuyan Mary’ye çevirdi.

  • Elon was the girl who left him standing at the door.

Elon, onu kapıda ayakta bırakan kızdı.

  • One of the officers, who was sitting near the writer, cried out: Don’t!

Yazarın yanında oturan memurlardan biri bağırdı: Yapma!

  • One day a friend of her who lived in New York came to see him.

Bir gün New York’ta yaşayan bir arkadaşı onu görmeye geldi.

  • It was a house full of people who are related to the crime.

Suçla ilgili insanlarla dolu bir evdi.

  • It was my teacher who helped and developed them.

Onlara yardım eden ve geliştiren kişi benim öğretmenimdi.

  • She had been the one who pushed him back into the hole.

Onu deliğe geri iten oydu.

  1. Then she turned back to her mother, who was watching her with anxiety.

Sonra endişeyle onu izleyen annesine döndü.

  1. Molly glanced up at Johanna, who met her gaze sternly.

Molly bakışlarıyla sertçe karşılaşan Johanna’ya baktı.

  1. Apparently Mr. Bellickson had three children who denied him.

Görünüşe göre Bay Bellickson’ın onu reddeden üç çocuğu vardı.

  1. I wasn’t the one who wanted to come here in the first place.

Buraya ilk gelmek isteyen ben değildim.

  1. Next morning it was I who waked the whole family with my first “Happy Halloween!”

Ertesi sabah ilk “Cadılar Bayramınız Kutlu Olsun!” diye tüm aileye gelen bendim.

  1. Two brothers who Invents a robot that can do households by itself, eliminated from the technology contest.

Ev işlerini tek başına yapabilen bir robot icat eden iki kardeş teknoloji yarışmasından çıkarıldı.

  1. He became famous as one of the bravest and best of the generals who fought to make our country free.

Ülkemizi özgür kılmak için savaşan generallerin en cesur ve en iyilerinden biri olarak ünlendi.

  1. It was Elly who talked her into the IVF, but did it really matter?

Onu IVF’ye getiren Elly’di, ama gerçekten önemli miydi?

  1. Even so, she was the one who had made the rule.

Öyle olsa bile, kuralı koyan oydu.

  1. That was the man who robbed the bank.

Bu, bankayı soyan adamdı.

  • The woman who were wearing a red hat told the man to leave out of the room.

Kırmızı şapka giyen kadın adama odadan çıkmasını söyledi.

İngilizce’de Relative Clause, Which ile Örnek Cümleler                                    

Bir diğer Relative Clause kullanımlarından olan “whichh” ile ilgili örnek cümlelere, İngilizce ve Türkçeleri ile birlikte aşağıdan ulaşabilirsiniz.

  1. The living room was directly off the kitchen, which was also dark.

Oturma odası, yine karanlık olan mutfağın hemen dışındaydı.

  • Surprisingly, Meryl was good company, which helped the work done faster.

Şaşırtıcı bir şekilde, Meryl iyi bir şirketti ve bu da işin daha hızlı yapılmasına yardımcı oldu.

  • So he painted a beautiful picture which seemed to be about the village he had seen previous year.

Bu yüzden geçen yıl gördüğü köyle ilgili güzel bir resim yaptı.

  • The shops were all closed, except for one window which was open.

Açık olan bir pencere dışında dükkanların tamamı kapalıydı.

  • This will help science, which will no longer rely appearently slow observations in real time.

Bu, artık gerçek zamanlı olarak yavaş görünen gözlemlere dayanmayan bilime yardımcı olacaktır.

  • To his delight they were now plainly visible, which proved that they had passed beyond the influence of the magical powers of Oz.

Oz’un büyülü güçlerinin etkisinin ötesine geçtiklerini kanıtlayan, şimdi açıkça görülebiliyorlardı.

  • The car had a bright blue colour, which it was beautiful not to sell it.

Arabanın parlak mavi bir rengi vardı ve onu satmamak çok güzeldi.

  • He seemed comfortable with his surroundings, which was surprising in itself.

Kendi içinde şaşırtıcı olan çevresi konusunda rahat görünüyordu.

  • Kelly was unfortunately reassigned hours which included nights.

Maalesef Kelly’e geceleri de içeren saatler yeniden tahsis edildi.

  1. There is not any quantity of bread, which we often eat for breakfast.

Genellikle kahvaltıda yediğimiz ekmekten hiç yok.

  1. Alison didn’t like any kind of disagreement, which generally meant that she shouldn’t contest anything her brother said or did.

Alison herhangi bir anlaşmazlığı sevmezdi, bu da genellikle kardeşinin söylediği veya yaptığı hiçbir şeye itiraz etmemesi gerektiği anlamına geliyordu.

  1. When a man is warned by the several police officers which I have described, what does he want next?

Bir adam, anlattığım birkaç polis memuru tarafından uyarıldığında, bundan sonra ne ister?

  1. “Oh, I am so sorry to hear that!” said the voice, which from its gentle tones seemed to belong to a young woman.

“Ah, bunu duyduğuma çok üzüldüm!” dedi yumuşak tonlarından genç bir kadına ait gibi görünen ses.

  1. The children were inclined to be frightened by the voice of the huge animal, which reminded them of the bears; but Dorian ensured them by explaining that Polly was a pet and could do no harm even if she wished to.

Çocuklar, ayıları hatırlatan devasa hayvanın sesinden korkmaya meyilliydi; ama Dorian, Polly’nin bir evcil hayvan olduğunu ve istese bile zarar veremeyeceğini açıklayarak onlara güvence verdi.

  1. The town was being bombarded by a hundred and fifty guns which Napoleon had ordered up after three o’clock.

Şehir, Napolyon’un saat üçten sonra emrettiği yüz elli silah tarafından bombalanıyordu.

  1. In the old attic, there were some odd little pictures, which he never grew tired of looking at.

Eski tavan arasında, bakmaktan asla yorulmadığı bazı tuhaf küçük resimler vardı.

  1. He was answered by a voice which told him about the woman just arrived at.

Ona yeni gelen kadından bahseden bir sesle cevaplandı.

  1. You mean I should try to make something up that which any man might find attractive.

Herhangi bir erkeğin çekici bulabileceği bir şeyi uydurmaya çalışmam gerektiğini söylüyorsun.

  1. Flu left her feeling cold and weak, which was probably why her foot slipped on the edge of a rock.

Grip, soğuk ve güçsüz hissetmesine neden oldu, muhtemelen bu yüzden ayağı bir kayanın kenarında kaydı.

  • The earth treated him violance, which he took as an evil sign.

Dünya ona kötü bir işaret olarak gördüğü şiddetle davrandı.

  • She took her attention on the magic, which was now putting life into her infant.

The Wizard carried his stick, which was quite heavy, and the woman carried the baby and the cradle.

      Şimdi bebeğine hayat veren büyüye dikkatini çekti. Büyücü oldukça ağır olan sopasını taşıdı ve kadın bebeği ve beşiği taşıdı.

Relative Pronoun olarak “That” Ne Zaman Kullanılabilir?

İngilizcede bazen relative pronoun söz konusu olduğunda, insanlardan, hayvanlardan ya da cansızlardan bahsederken kullandığımız who, whom ya da which yerine “that” kullanabiliriz.

That pronoun’unu sadece defining clause söz konusu olduğunda kullanırız. Who, whom ya da which’ten daha az resmi bir kullanımdır.

  • We met somebody last night that did the tango dancing course two years after you. (kişi yerine kullanılmış)

Dün gece senden iki yıl sonra tango dansı kursunu veren biriyle tanıştık.

  • The 8.30 is the train that you need to get. (Cansız varlık yerine kullanılmış)

8.30 treni, binmen gereken tren.

  • She blamed herself for everything that had happened.

Olan her şey için kendini suçladı.

Özneler ve Nesneler

That relative clause’un hem öznesi hem de nesnesi olarak kullanılabilir.

  • He finally remembered one lesson that his dad had taught him early – Don’t take money that doesn’t belong to you. (that burada relative clause’un öznesi konumunda olan “money” yerine kullanılmış.)

Sonunda babasının ona önceden öğrettiği bir dersi hatırladı – Sana ait olmayan parayı alma.

  • It’s the same fridge that my mother has. (that burada relative clause’un nesnesi konumunda olan “same fridge” yerine kullanılmış.)

Bu annemin sahip olduğu buzdolabının aynısı.

Superlative’lerden sonra That Kullanımı

Superlative’lerden sonra genellikle that kullanırız.

  • The Wimbledon women’s final was the best game of tennis that I’ve ever seen.

Wimbledon kadınlar finali, şimdiye kadar gördüğüm en iyi tenis maçıydı.

That + prepositions

That aynı zamanda bir preposition için tamamlayıcı görevinde de kullanılmaktadır.

We’ve got some basketball balls that you can play with. (that burada with edatının tamamlayıcısı konumunda, “some basketball balls” yerine kullanılmıştır.  

Uyarı:

Which, whom ya da whose gibi, that’i preposition’ın hemen ardından kullanamayız.

We’ve got some basketball balls with that you can play.

Defining Relative Clause Nedir?    

Defining relative clause (diğer adları da identifying relative clause veya restrictive relative clause şeklindedir), genel bir terim ya da ifade hakkında daha detaylı bilgi vermek için kullanılır. Defining relative clauses varsa virgül koyulmaz.

Şöyle düşünelim: Tom beş kızla birlikte bir odada. Bir kız Tom ile konuşuyor ve siz kızı tanıyıp tanımadığını soruyorsunuz. İşte defining relative clause hangi kızdan bahsettiğinizi belirler:

  • Do you know the girl who is talking to Tom?

Tom ile konuşan kızı tanıyor musun?

Defining relative clauses genellikle tanımlarda kullanılır.

  • A groom is someone who looks after horses.

Seyis, atlara bakan kişidir.

Defining relative clause kullanımında who ya da whom gibi object pronoun düşürülebilir.

 (İçinde relative clause olan ama relative pronoun olmayan cümlelere İngilizcede “Contact Clauses” denir.)

  • The boy (who/whom) we met previous day was very handsome.

Önceki gün tanıştığımız çocuk çok yakışıklıydı.                       

Non-defining Relative Clause Nedir?       

 

Non-defining relative clause (diğer adları non-identifying relative clause ya da non-restrictive relative clause şeklindedir) bir şeyler hakkında ekstra bilgi verir ama onları tanımlamaz. Non-defining relative clause cümlede virgülle kullanılır.

Tom’un bir odada sadece bir kızla olduğunu düşünelim. İkisi birbiriyle konuşuyorlar ve siz başka birine o kızı tanıyıp tanımadığını soruyorsunuz. İşte burada relative clause, non-defining olur çünkü bu durumda bahsettiğiniz kızın hangisi olduğu açık ve nettir.

  • Do you know the girl, who is talking to Tom?

Tom’la konuşan kızı tanıyor musun?

Not: Non-defining relative clause kullanımında, who/which, that ile yer değiştiremeyebilir.

Non-defining relative clause varsa, who/which gibi object pronoun da kullanılmak zorundadır.

  • Jim, who/whom we met yesterday, was very handsome.

Dün tanıştığımız Jim çok yakışıklıydı.

Zaman Niteleyen Relative Clause Kullanımı (When)      

Informal yani resmi dilde, genellikle relative clause’u tanımlarken of which, in which ya da for which yerine; when, where ya da why kullanılır.

Where: yer isimlerinde kullanılır.

  • I know a restaurant where the food is delicious.

Yemeklerin lezzetli olduğu bir restoran biliyorum.

(… a restaurant at which the food is delicious)

When: zamanlar söz konusu ise kullanılır.

  • There isn’t a day when I don’t feel sick and tired.

Yorgun ve bıkkın hissetmediğim bir gün bile yok.

(… a day on which I don’t feel sick and tired …)

Why: nedenler söz konusu ise kullanılır.

  • Do you know the reason why the butcher is closed today?

Bugün kasabın neden kapalı olduğunun sebebini biliyor musun?

(… the reason for which the butcher is closed …)                                       

Aitlik Niteleyen Relative Clause Kullanımı (Whose)

Who kelimesinin sahiplik formu olarak “whose” kullanırız.

  • This is Fiona, whose sister went to school with me.                                 

Bu, kız kardeşi benimle okula giden Fiona.

Genellikle insanlara ya da hayvanlara dair sahiplikten bahsederken relative pronoun olarak whose kullanırız.

Whose defining ya da non-defining clause söz konusu ise, my, you’re his, her, its, our, their, x’s gibi sahiplik kelimelerinden değil, isimlerden önce kullanılır.

  • He’s marrying a girl whose family don’t seem to like him.

(The family of the girl he’s marrying don’t seem to like him.)

Ailesi kendisinden hoşlanmayan bir kızla evleniyor.

  • There was me and there was Megan, whose party it was, and then three other peoplehave shown up.

(O, Megan’ın partisiydi.)

Ben ve partisi olan Megan vardı, ve sonra üç kişi daha ortaya çıktı.

  • It is a lonely British house, whose sitting room looks out over a wonderful walled garden.

(The sitting room of the house looks out over …)

Oturma odası duvarlarla çevrili harika bir bahçeye bakan ıssız bir İngiliz evi.

Whose + prepositions

Whose kelimesini, preposition yani edatın tamamlayıcısı konumunda olan bir isimle birlikte kullanabiliriz.

  • Megan, whose sister I used to share a house with, has gone to work in Canada.

(whose sister, Megan yerine kullanılmış ve “with” preposition’ının tamamlayıcısı konumundadır )

Eskiden kız kardeşiyle bir evi paylaştığım Megan, Kanada’da çalışmaya gitti.

Relative pronoun’dan hemen önce preposition koyabiliriz ki bu daha çok resmi yazım dilidir; ya da daha da resmi kullanımda relative clause en sona koyulur.

Aşağıdaki tabloda bu iki kullanımı karşılaştıralım:

Daha Resmi KullanımDaha Az Resmi kullanım
Charles IIIin whose house and garden several generations of Britain students have now lived, was described in the late 17th century as ‘a very curious gentleman’.Charles III,  whose house and garden several generations of Britain students have now lived in, was described in the late 17th century as ‘a very curious gentleman’.

Etkilenen Kişiyi Belirten Relative Clause Kullanımı (Whom)     

Bazen “whom” bir fiil ya da edatın nesnesi olarak da kullanılabilir:

This is Fiona, whom you met at our house last year.

(whom “met” fiilinin nesnesi konumunda)

This is Fiona’s sister, with whom I went to school.

(whom with edatının nesnesi konumunda)

Fakat günümüz İngilizcesinde daha çok who kullanılıyor.

This is Fiona, who you met at our house last year.

This is Fiona’s sister, who I went to school with.    

Uyarı:

Eğer kişi, fiilin nesnesi konumunda ise insanlardan bahsederken daha resmi durumlarda ya da yazışmalarda “whom” kullanırız. Konuşma dilinden çok, yazı dilinde yaygın bir kullanımdır.

  • The response of those managers whom I have consulted has been very positive and we are looking forward to meeting together.

(whom burada “those managers” yerine kullanılmış ve relative clause’da yer alan “consulted” fiilinin nesnesi konumundadır.)

Danıştığım yöneticilerin tepkileri çok olumlu oldu ve birlikte görüşmeyi dört gözle bekliyoruz.

  • She was a celebrated actress whom he had known and loved, on and off, almost since her first appearance on the stage.

Neredeyse sahneye ilk çıkışından beri tanıdığı ve sevdiği ünlü bir oyuncuydu.

Whom + prepositions

Whom için en yaygın kullanım, preposition yani edat ile kullanımıdır. Whom kelimesini bir preposition yani edat tamamlayıcısı olarak kullanabiliriz.

  • The first book was a terrible science-fiction novel for children which was turned down by every publisher to whom it was sent.

(whom burada “every publisher” yerine kullanılmış ve “to” preposition’ının tamamlayıcısı konumundadır.)

İlk kitap, gönderildiği her yayıncı tarafından reddedilen, çocuklar için yazılmış berbat bir bilim kurgu romanıydı.

  • Drama activities in schools is particularly good for pupils for whom English is a foreign language.

Okullardaki drama etkinlikleri, özellikle İngilizcenin yabancı dil olduğu öğrenciler için iyidir.

Whom öncesi preposition yani edat kullanırız.

Aşağıdaki tabloda bu iki kullanımı karşılaştıralım:

Daha resmiDaha az resmi
There was only one person to whom the old man spoke.There was only one person who the old man spoke to.
She smiled as she remembered the quiet library with whom she had shared a love of books.She smiled as she remembered the quiet library who she had shared a love of books with.

Relative Clause Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler                                  

! Non- defining relative clause ile birlikte “who, whom ya da which” yerine, “that” kullanamayız.

  • It gives me a good chance to improve my French, which has become a little bit rusty.

Biraz paslanmış olan Fransızcamı geliştirmek için iyi bir şans veriyor bana.

Yanlış: It gives me a good chance to improve my French, that has become a little bit rusty.

! Relative pronoun olarak “what” kullanamayız.

  • He make himself easily understood in the two languages, which helps a lot.

Kendini iki dilde kolayca anlaşılır kılıyor, bu da çok yardımcı oluyor.

Yanlış: He make himself easily understood in the two languages, what helps a lot.

! Cansız nesneler için “who” kullanamayız.

  • She’s written some great historical books which have got pictures of some old buildings.

Bazı eski binaların resimlerinin bulunduğu harika tarihi kitaplar yazdı.

Yanlış: She’s written some great historical books who have got pictures of some old buildings.

! Konuşma esnasında “which” kelimesini doğru telaffuz ettiğinize emin olmalısınız.

Relative Pronouns

relative pronounKullanımıexample
whoKişiler söz konusu iken özne ya da nesne zamiri olarak kullanılır.I told you about the man who lives next door. (Size yan tarafta oturan adamdan bahsetmiştim.)
whichHayvanlar ya da cansız varlıklar söz konusu iken özne ya da nesne zamiri olarak kullanılır.Do you see the dog which is lying on the street? (Sokakta yatan köpeği görüyor musun?)
whichTüm cümle yerine kullanılabilirHe couldn’t speak, which surprised me. (Konuşamaması beni şaşırttı.)
whoseKişiler, hayvanlar ya da cansız varlıklar için sahiplikler söz konusu ise kullanılır.Do you know the boy whose father  is a doctor? (Babası doktor olan çocuğu tanıyor musunuz?)
whomÖzellikle non-defining relative clause söz konusu ise (defining relative clauses söz konusu ise “who” tercih edilir.) nesne zamiri yerine insanlar için kullanılır.I was invited by the teacher whom I met at the school. (Okulda tanıştığım öğretmen tarafından davet edildim.)
thatDefining relative clause söz konusu ise, özne ya da nesne zamiri yerine insanlar, hayvanlar ya da cansız varlıklar için kullanılır. (who ya da which de kullanılabilmektedir.)I don’t like the table that stands in the kitchen. (Mutfaktaki masayı beğenmedim.)

Relative Clause Nasıl Kısaltılır?      

Relative Clause yapılarının kısaltılması için kullanılan yapı aslında Reduced Relative Clause şeklindedir.

Yazımızda da Relative Clauses Konu Anlatımı ve dahası hakkında bilgi verdik. Bundan sonraki son kısımda ise reduced relative clause yani kısaltılmış relative clause konusunu anlatacağız.                                                   

Resmi olmayan yapılarda, genellikle relative pronoun atılır. Bunu ise sadece defining relative clause söz konusu ise ve relative pronoun fiilin nesnesi ise yaparız. Söz konusu non-defining relative clause ise ya da relative pronoun fiilin öznesi ise relative pronoun atılamaz.

  • French is a language which I’ve found hard to learn. (ya da; French is a language I’ve found hard to learn.) (defining relative clause: which nesne konumunda)

Fransızca, öğrenmekte zorlandığım bir dil.

  • She’s the singer who I heard on the radio. (ya da: She’s the singer I heard on the radio.) (defining relative clause: who nesne konumunda)

Radyoda duyduğum şarkıcı o.

  • There’s a hill which begins four miles after the start of the road. (defining relative clause: which özne konumunda)

Yolun başlamasından dört mil sonra başlayan bir tepe var.

Yanlış: There’s a hill begins three miles after the start of the race.

  • Sir Philip, whose birthday is on February 26, plans to have a big party. (non-defining relative clause)

26 Şubat’ta doğum günü olan Sir Philip büyük bir parti vermeyi planlıyor.

Relative pronoun Olmaması + preposition

Defining relative clause söz konusuysa, preposition yani edatın tamamlayıcısı olduğunda da relative pronoun cümleden atılabilir. Bunu yaptığımızda, her daim preposition yani edat, relative clause’un sonuna koyulur.

  • She was at the garden party which everybody was talking about. (ya da: She was at the garden party about which everybody was talking. Ya da: She was at the garden party everybody was talking about) (defining relative clause: which burada “about” preposition’ının tamamlayıcısı konumundadır.)

İNTER İNGİLİZCE

İNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI

  • Amerikalı native eğitmenlerle,
  • Seviyene uygun programla,
  • Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
  • Konuşmak istediğin konuyla,
  • Her ders sonrası değerlendirmeyle
  • İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Android: İngilizce Konuşma Pratiği | iOS: İngilizce Konuşma Pratiği

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI