İngilizce Aile Bireyleri Okunuşları ve Konu Anlatımı

Yaşar Usta’nın “Biz bir aileyiz, biz güzel bir aileyiz” repliğinden yola çıkarak, bu makalemizde aile bireylerinin İngilizcesinden bahsedeceğiz!İngilizcenin en temel konularından biri de aile üyeleridir diyebiliriz. İngilizce aile üyeleri, İngilizce öğrenmeye başlayan hemen hemen herkesin ilk merak ettiği konudur. Herkes aile bireylerini nasıl tanıtacağını ve her bir aile bireyinin İngilizce telaffuzunu öğrenmek ister.

Yaşar Usta’nın “Biz bir aileyiz, biz güzel bir aileyiz” repliğinden yola çıkarak, bu makalemizde aile bireylerinin İngilizcesinden bahsedeceğiz!

İNTER İNGİLİZCE

İNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI

  • Amerikalı native eğitmenlerle,
  • Seviyene uygun programla,
  • Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
  • Konuşmak istediğin konuyla,
  • Her ders sonrası değerlendirmeyle
  • İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Android: İngilizce Konuşma Pratiği | iOS: İngilizce Konuşma Pratiği

İngilizcenin en temel konularından biri de aile üyeleridir diyebiliriz. İngilizce aile üyeleri, İngilizce öğrenmeye başlayan hemen hemen herkesin ilk merak ettiği konudur. Herkes aile bireylerini nasıl tanıtacağını ve her bir aile bireyinin İngilizce telaffuzunu öğrenmek ister.

Zira, hangimiz eve gelen akrabaya İngilizce bildiğimizi ispatlamak isteyen ve “haydi çocuğum konuş bak ablalarına” diyen bir aile ferdine sahip olmadık ki!

Biz de yazımızda aile üyeleri İngilizce nasıl tanıtılır, nasıl telaffuz edilir, İngilizce aile bireyleri dendiği zaman kimleri anlamalıyız, aile soy ağacı nasıl çıkarılır gibi konulara değinerek, sizleri örnek cümleler ve sözcük anlamları ile baş başa bırakıyor olacağız.

İngilizce Aile Bireyleri (Family Members) Tanıtma Cümleleri

İngilizce aile bireyleri tanıtılırken, aynı zamanda kendimizi de tanıttığımız tense olan present simple tense kullanılır.
Present Simple Tense yani geniş zamanın hangi durumlarda kullanıldığını hatırlarsak, neden bu zaman formunu kullanmamız gerektiğini de anlamış oluruz. Present Simple Tense, her zaman geçerli olan durumlar için kullanılır. Özellikle de cümlede fiile ihtiyaç yoksa ve geniş zamandan bahsedeceksek, “to be” formunun present halini kullanırız (am, is, are).

Bunun dışında to be yani am, is, are kullanmadan da elbette İngilizce aile bireyleri tanıtmak mümkün. Diğer bir alternatif ise, “have got, has got” kullanmaktır. Have got ya da has got “sahip olmak, var” anlamına gelmektedir ve örneğin; “benim iki tane kız kardeşim var” demek için, “I have got two sisters” şeklindeki cümlede minik yardımcımız “have got” olmaktadır.

Peki İngilizce aile bireyleri tanıtmak için, onların özelliklerinin İngilizcesini bilmemiz de gerekmez mi? Elbette gerekir. Bu durumda da imdadımıza sıfatlar yetişiyor. İngilizcede uzun (tall), kısa (short), sinirli (angry), neşeli (cheerful) ya da sarışın (blonde) gibi sıfatları bilmeden, aile üyelerimizi tam olarak tanıtamayacağımız aşikardır.

Konuyla ilgili size yardımcı olması açısından, İngilizce aile bireyleri (family members) tanıtırken kullanılabilecek kalıp cümleleri ileteceğiz.

To Be Fiili

İlk olarak bahsettiğimiz en büyük yardımcımız elbette to be fiili olacaktır. Burada unutmamanız gereken nokta, to be fiilinin şahıs yani öznelere göre değişkenlik göstereceğidir.

Öznemiz I ise kullanacağımız yardımcı fiil geniş zamanda “am”, you, we, they öznelerinden biri ise yardımcı fiilimiz “are” ve son olarak he, she ya da it öznelerinden biri ise de yardımcı fiil “is” olmaktadır.

Örnek:

I am Robert.
My mother is Julia.
My father is Tony.
My sister and my brother are in a different city.

Have Got / Has Got

İngilizce aile bireyleri tanıtılırken kullanılan diğer bir kalıp ise “have got” ya da “has got” şeklinde karşımıza çıkıyor. Anlamı “sahip olmak, var” olan have got, has got kullanımı kolay olan kalıplardandır.
Burada da dikkat edilecek husus, yine şahıs yani öznelerin ne olduğu. Eğer cümlede özne I, you, we they zamirlerinden biri ise “have got” kullanılırken, cümledeki şahıs yani özne he, she ya da it ise “has got” kullanılmaktadır.

Örnek:

My mother has got a car.
I have got one brother and two sisters.
My sister and my father have got a MacBook.

Sıfatlar (Adjectives)

Son olarak değinebileceğimiz gramer yapısı ise sıfatlar yani adjectives olacak. Sıfatlar da İngilizce aile bireyleri tanıtırken es geçmememiz ve öğrenmemiz gereken konulardan biri. Sanıyoruz herkes ailesinden birilerini tanıtırken özelliklerinden ya da o bireyleri niteleyen şeylerden de bahsetmek ister.

Aile üyeleri tanıtılırken en çok kullanılan sıfatları aşağıda listeledik.

Dış Görünüş (Appearance) Sıfatları

attractive, good-looking, beautiful, handsome, lovely, pretty, cute, nice, plain, homely, beautiful, ugly, intelligent, round, oval, well-dressed; nicely dressed; casually dressed; poorly dressed; elegant; fashionable; neat, clean, tidy; untidy, dirty, filthy; a neat person; neat clothes.

Boy (Height) Sıfatları

tall, very tall, quite tall; six feet tall; not very tall; short; average height; medium height; middle height

Kilo (Weight) Sıfatları

thin, quite thin, slim, slender; skinny, underweight, plump, chubby, stout, overweight, obese, fat; medium-build; heavily built; thickset; broad-shouldered, strong, muscular, athletic; weak, feeble.

Saç (Hair) Sıfatları

dark, black, brown, chestnut, red, auburn; blond, light, fair; white, gray (grey);

Character (Kişilik) Sıfatları

Good, excellent, fine, strong, firm, weak, bad, terrible, evil character; pleasant (friendly, strong, weak, interesting, charismatic personality;
active, energetic, vigorous, quick, fast; lazy, idle, slow, inert, passive, sluggish; attentive, alert, perceptive, observant, insightful, shrewd; inattentive; brave, bold, courageous,
friendly, amiable, amicable, sociable, outgoing; unfriendly, hostile, unsociable; generous, noble; kind, kind-hearted, soft-hearted, unselfish; helpful; gentle; thoughtful, considerate; compassionate, sympathetic; tolerant; intolerant; polite, civil, urbane, tactful; impolite, rude, tactless; well-mannered; bad-mannered.

İngilizce Aile Ağacı Örneği

İngilizce aile bireyleri öğrenirken mutlaka aile ağacı hazırlamanız ya da gördüğünüzde tanımanız gerekebilir. Sizin için örnek bir aile ağacı hazırladık.

İngilizce soy ağacı hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli konu, o ailenin bilinen en yaşlı bireyini ağacın en üstüne koymak ki bu genelde büyük baba (grandfather) ya da büyük büyük baba olabiliyor. Sonrasında soy ismini taşıyan erkeğin eşi, onun yanına yazılır ki bu kişi de büyük büyük anne ya da büyük anne (grandmother) olur.

Ailenin en yaşlı çiftinden sonra onların çocukları bir alt satıra, onlarla bağlantılı olarak yazılır. Bu kişiler de genelde anne (mother) ve baba (father) olur. Anne baba da birbirine bağlı gösterildikten sonra, o kişilerin çocukları da bir alt satıra yazılır; kız çocuklar (daughter) ve erkek çocuklar (son).

Tabii daha geniş aile ağaçları da mevcuttur ki bunlarda amca (uncle), hala (aunt), dayı (uncle), teyze (aunt), kuzenler (cousin) ya da yeğenler (nephew) de bulunur.

İngilizce Aile Tanıtma Örnek Paragraf

İngilizce aile üyeleri tanıtırken kullanılacak cümlelerin bir arada olması ile uygun bir paragraf hazırlanabiliyor. Konuyla ilgili aile üyelerinin kim oldukları, dış görünüşleri, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeyler örnek paragrafta yer alabilir.

İngilizce

My name is Maddison. My father’s name is Robert and he is 48 years old. He is an engineer. My mother’s name is Beatrice and she is 46 years old. She is a doctor. My father has brown eyes and brown hair. He is very tall and middle-weight. My mother has also brown eyes and brown hair. She is middle-height and middle-weight.
I have got two brothers and two sisters. We are a big family. My brothers are John and Richard. John is 13 years old and Richard is 15 years old. They are student in the same school. John has brown eyes and brown hair. He is short and chubby. Richard has brown eyes and black hair. He is tall and thin.
My sisters are Robin and Lily. Robin is 3 years old and she is so cute. We always play with her. She has blue eyes and she is blonde. My other sister Lily is 9 years old and she is a student in the same school with me. She has brown eyes and brown hair. She is tall and middle-weight.
This is my family and I love them!

Türkçe

Benim adım Maddison. Babamın adı Robert ve 48 yaşında. O bir mühendis. Annemin adı Beatrice ve 46 yaşında. O bir doktor. Babamın kahverengi gözleri ve kahverengi saçları var. Babam çok uzun boylu ve orta kiloda. Annemin de kahverengi gözleri ve kahverengi saçları var. Annem orta boylu ve orta kilolu.
İki erkek ve iki kız kardeşim var. Biz büyük bir aileyiz. Erkek kardeşlerim John ve Richard. John 13 yaşında ve Richard 15 yaşında. Aynı okulda öğrenciler. John’un kahverengi gözleri ve kahverengi saçları var. John kısa boylu ve tombuldur. Richard’ın kahverengi gözleri ve siyah saçları var. O da uzun ve incedir.
Kız kardeşlerim Robin ve Lily. Robin 3 yaşında ve çok tatlı. Hep onunla oynuyoruz. Mavi gözleri var ve sarışın. Diğer kız kardeşim Lily 9 yaşında ve benimle aynı okulda öğrenci. Kahverengi gözleri ve kahverengi saçları var. Uzun boylu ve orta kilolu.
Bu benim ailem ve onları seviyorum!

İngilizce Aile Bireyleri ile İlgili Örnek Cümleler

Bu bölümde her bir aile üyesi için örnek cümle yazıyor olacağız. Aile üyelerinin anlamlarını ve örnek cümleleri ile bu cümlelerin Türkçelerini aşağıda bulabilirsiniz.

Mother: Anne
Örnek cümle: My mother works in a bank and she is manager in that bank.
Anlamı: Benim annem bir bankada çalışıyor ve o bankada müdür.

Father: Baba
Örnek cümle: My friend’s father had an accident in the factory that he had worked. He lost his left hand because of the accident.
Anlamı: Arkadaşımın babası çalıştığı fabrikada bir kaza geçirdi. Kaza yüzünden sol elini kaybetti.

Sister: Kız kardeş
Örnek cümle: My roommate’s sister’s name is Kelly and she is a doctor in a private hospital.
Anlamı: Benim oda arkadaşımın kız kardeşinin adı Kelly ve o özel bir hastanede doktor.

Brother: Erkek kardeş
Örnek cümle: My brother studies economics in Cambridge University. We all proud of him.
Anlamı: Benim erkek kardeşim Cambridge Üniversitesi’nde ekonomi okuyor. Hepimiz onunla gurur duyuyoruz.

Uncle: Amca, dayı
Örnek cümle: My uncle works in an airport. He sells ticket to passengers.
Anlamı: Benim amcam (dayım) havaalanında çalışıyor. O, yolculara bilet satıyor.

Aunt: Hala, teyze
Örnek cümle: My aunt is always stressed. Whenever I see her, she is anxious for some reason.
Anlamı: Benim halam (teyzem) her zaman stresli. Onu ne zaman görsem bir sebepten dolayı gergin.

Cousin: Kuzen
Örnek cümle: My friend’s cousin and I study in the same university. However, I cannot say that we can get along very well.
Anlamı: Benim arkadaşımın kuzeni ve ben aynı üniversitede okuyoruz. Fakat çok iyi anlaştığımızı da söyleyemem.

Nephew: Erkek yeğen
Örnek cümle: My nephews are twins but one of them has darker skin and hair; the other one is blonde.
Anlamı: Benim yeğenlerim (erkek) ikizler fakat bir tanesi koyu tenli ve koyu renk saçlı iken diğeri sarışın.

Niece: Kız yeğen
Örnek cümle: Her niece and she seem very closed to eachother. But in fact, they both think malicious things behind eachother.
Anlamı: Kadının yeğeni ve kadın birbirlerine çok yakın gibi görünüyorlar. Fakat işin aslı, her ikisi de birbirlerinin arkasından kötücül şeyler düşünüyorlar.

Grandmother: Büyükanne
Örnek cümle: My grandmother is a very cute person. Our every visit is like a festival in her house.
Anlamı: Benim büyükannem çok sevimli bir insandır. Onun evinde her ziyaretimiz bayram gibi geçiyor.

Grandfather: Büyükbaba
Örnek cümle: My grandfather’s name is Charlie. The story of his name is very interesting. Because our surname is also Chaplin, his father which is my great-grandfather named his because of Charlie Chaplin.
Anlamı: Büyükbabamın adı Charlie. Adının hikayesi çok ilginç. Soyadımız da Chaplin, büyük dedem olan babası bu ismi ona Charlie Chaplin yüzünden vermiş.

İngilizce Akrabalık Sözcükleri ve Anlamları

aunt:
Okunuşu: aunt
Anlamı: Hala, teyze
Örnek cümle: My aunt is a very mean person.
Anlamı: Benim halam (teyzem) çok kaba bir insan.

baby:
Okunuşu: beybi
Anlamı: bebek
Örnek cümle: When I was a baby, I used to try to speak French because we were in France then. However, we are not in France anymore.
Anlamı: Ben bebekken Fransızca konuşmaya çalışırdım çünkü o dönemde Fransa’da yaşıyorduk. Ama şimdi artık Fransa’da değiliz.

Brother:
Okunuşu: bradır
Anlamı: erkek kardeş
Örnek cümle: My brother has felt sick for two days. We are very anxious about him.
Anlamı: Benim erkek kardeşim iki gündür hasta hissediyor. Biz onunla ilgili çok endişeliyiz.
Boyfriend:
Okunuşu: boyfrend
Anlamı: erkek arkadaş
Örnek cümle: She has a very polite boyfriend which always buy her flowers.
Anlamı: Kadın, kendisine sürekli çiçek satın alan çok kibar bir erkek arkadaşa sahip.

Bride:
Okunuşu: brayd
Anlamı: gelin
Örnek cümle: Bride was as beautiful as angels in the wedding day. Everybody was looking at her.
Anlamı: Gelin düğünde melekler kadar güzeldi. Herkes ona bakıyordu.

Cousin:
Okunuşu: kouzın
Anlamı: Kuzen
Örnek cümle: My cousin lives in the seaside. We go to her house in every summer.
Anlamı: Benim kuzenim deniz kenarında yaşıyor. Her yaz biz onların evine gidiyoruz.

Dad:
Okunuşu: ded
Anlamı: baba
Örnek cümle: My dad and my mum met in a beautiful restaurant.
Anlamı: Benim babam ve annem güzel bir restoranda tanışmışlar.

Daughter:
Okunuşu: dautır
Anlamı: kız evlat
Örnek cümle: My daughter’s name is Julie and she is a very smart girl.
Anlamı: Benim kızımın adı Julie ve o oldukça zeki bir kız.

Father:
Okunuşu: faadır
Anlamı: baba
Örnek cümle: Father of the little boy was very angry with him with no reason.
Anlamı: Küçük çocuğun babası sebebpsiz yere çocuğa çok kızgındı.

father-in-law:
Okunuşu: fadır in lov
Anlamı: kayınpeder
Örnek cümle: He cannot get along well with his father in law.
Anlamı: O, kayınpederi ile çok iyi anlaşamıyor.

Fiancé:
Okunuşu: fiyanse
Anlamı: nişanlı (erkek)
Örnek cümle: My fiancé works as an accountant in a good company.
Anlamı: Benim nişanlım, iyi bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyor.

Fiancée:
Okunuşu: fiyansey
Anlamı: nişanlı (kadın)
Örnek cümle: I love my Fiancée and we want to marry next summer.
Anlamı: Ben nişanlımı çok seviyorum ve önümüzdeki yaz evlenmek istiyoruz.

Friend:
Okunuşu: frend
Anlamı: arkadaş
Örnek cümle: My friend went to Paris for university so we cannot see eachother very often.
Anlamı: Arkadaşım üniversite için Paris’e gitti ve bu yüzden de birbirimizi çok sık göremiyoruz.

Girlfriend:
Okunuşu: görlfrend
Anlamı: kız arkadaş
Örnek cümle: I have a girlfriend from Japan. I love her traditions.
Anlamı: Benim Japon bir kız arkadaşım var. Onun geleneklerine bayılıyorum.

Godchild:
Okunuşu: gadçayıld
Anlamı: Vaftiz çocuk
Örnek cümle: His godchild is 20 years old now and he could barely recognize him.
Anlamı: Adamın vaftiz çocuğu şimdi 20 yaşında ve onu zar zor tanıyabildi.

Godfather
Okunuşu: gadfaadır
Anlamı: Vaftiz baba
Örnek cümle: Little boy’s godfather lives in United States of America now.
Anlamı: Küçük çocuğun vaftiz babası şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyor.

Godmother:
Okunuşu: gadmadır
Anlamı: vaftiz anne
Örnek cümle: She loves her godmother. She visits the old woman almost every week.
Anlamı: Kadın vaftiz annesini seviyor. Neredeyse her hafta onun ziyaretine gidiyor.

Grandchild:
Okunuşu: grandçayld
Anlamı: torun
Örnek cümle: He has got a grandchild who is very smart.
Anlamı: Onun bir torunu var ki oldukça zeki.

Grandchildren:
Okunuşu: grandçildren
Anlamı: torunlar
Örnek cümle: The old man has got 12 grandchildren. He sometimes confuses their names.
Anlamı: Yaşlı adamın 12 tane torunu var. Bazen onların isimlerini karıştırıyor.

Granddaughter:
Okunuşu: granddautır
Anlamı: kız torun
Örnek cümle: Marie loves her granddaughter. Although she is very old, she tries to go to park with her almost everyday.
Anlamı: Marie torununu çok seviyor. Çok yaşlı olmasına rağmen, hemen hemen her gün onunla parka gitmeye çalışıyor.

Grandfather:
Okunuşu: grandfaadır
Anlamı: büyükbaba
Örnek cümle: My grandfather is building a new big house in the village this year.
Anlamı: Benim büyükbabam bu yıl köyde yeni büyük bir ev inşa ediyor.

Granddad:
Okunuşu: grandded
Anlamı: dede
Örnek cümle: Although my granddad is very angry, he has a heart like sugar and everyone knows it.
Anlamı: Dedem çok sinirli olsa bile, pamuk gibi bir kalbi vardır ve herkes de bunu bilir.

Grandpa:
Okunuşu: grandpa
Anlamı: büyükbaba
Örnek cümle: While looking at our old photos on the computer, we also saw pictures of my deceased grandpa.
Anlamı: Bilgisayarda eski fotoğraflara bakarken benim merhum dedemin fotoğraflarını da gördük.

Grandmother:
Okunuşu: grandmadır
Anlamı: büyükanne
Örnek cümle: My grandmother has been living alone for about 10 years, she will be moving to our home now.
Anlamı: Benim büyükannem yaklaşık 10 yıldan beri yalnız yaşıyordu, şimdi bizim eve taşınacak.

Grandma:
Okunuşu: grandma
Anlamı: nine
Örnek cümle: My grandpa and grandma are going on vacation today.
Anlamı: Benim dedem ve ninem bugün tatile çıkıyor.

Grandson:
Okunuşu: grandsan
Anlamı: erkek torun
Örnek cümle: The old man’s grandson is really mean to him.
Anlamı: Yaşlı adamın torunu ona karşı gerçekten çok kaba.

great-grandparents:
Okunuşu: greyt-grandperınts
Anlamı: büyük büyükaile
Örnek cümle: I came from far away to see my great-grandparents, so I’m so tired.
Anlamı: Büyük büyükailemi ziyaretten çok uzaktan geliyorum, bu yüzden çok yorgunum.

Groom:
Okunuşu: gruum
Anlamı: damat
Örnek cümle: It isn’t bad luck to talk to the groom on the phone.
Anlamı: Damatla telefonda konuşmak hiç de kötü şans getirmez.

half-brother:
Okunuşu: half bradır
Anlamı: üvey erkek kardeş
Örnek cümle: He was mayor of the district, tutor to Paul’s halfbrother, and, in addition to his other duties, undertook the education of the boy.
Anlamı: Adam bölgenin belediye başkanıydı, Paul’ün yarı kardeşine eğitmenlik yaptı ve diğer görevlerine ek olarak bir de çocuğun eğitimini üstlendi.

Husband:
Okunuşu: hazbınd
Anlamı: erkek eş
Örnek cümle: I saw her husband going to work today, we met in the morning.
Anlamı: Bugün onun eşini işe giderken gördüm, sabah karşılaştık.

Mother:
Okunuşu: madır
Anlamı: anne
Örnek cümle: My mother just called me because she missed me so much and we talked for a long time.
Anlamı: Annem beni çağırdı çünkü beni çok özlemiş ve uzunca bir süre konuştuk.

mother-in-law:
Okunuşu: madır in lov
Anlamı: kayınvalide
Örnek cümle: Mother-in-law gave us a share of inheritance.
Anlamı: Kayınvalidemiz bize mirastan pay verdi.

Mum:
Okunuşu: mam
Anlamı: anne
Örnek cümle: My mum is 45 years old but she looks very young.
Anlamı: Benim annem 45 yaşında ama çok genç görünüyor.

Mummy:
Okunuşu: mami
Anlamı: anne
Örnek cümle: My mummy always cares about my problems and tries to find solutions for me.
Anlamı: Benim anneciğim her daim sorunlarımla ilgilenir ve bana çözümler bulmaya çalışır.

Mom:
Okunuşu: mam
Anlamı: anne
Örnek cümle: My mom is 45 years old but she looks very young.
Anlamı: Benim annem 45 yaşında ama çok genç görünüyor.

Nephew:
Okunuşu: nefiyüv
Anlamı: Erkek yeğen
Örnek cümle: The book, founded by a nephew of him, contains some important information about missing cases.
Anlamı: Adamın kuzeni tarafından bulunan kitap, kayıp davalar ile ilgili bazı önemli bilgileri kapsıyor.

Niece:
Okunuşu: niys
Anlamı: kız yeğen
Örnek cümle: My niece went to the dentist this morning because of her tooth ache.
Anlamı: Benim yeğenim bu sabah dişi ağrıdığı için dişçiye gitti.

Parent:
Okunuşu: perınt
Anlamı: Ebeveyn
Örnek cümle:
Anlamı:

Parents:
Okunuşu: perınts
Anlamı: Ebeveynler
Örnek cümle: I love the vocations that I go with my parents. They are really enjoyable.
Anlamı: Ebeveynlerim ile gittiğim tatillere bayılıyorum. Onlar gerçekten de çok eğlenceliler.

Sister:
Okunuşu: sistır
Anlamı: kız kardeş
Örnek cümle: My sister and brother played without leaving the pool from morning to evening.
Anlamı: Kız kardeşim ve erkek kardeşim, hiç ayrılmadan sabahtan akşama kadar havuzda oynadılar.

Son:
Okunuşu: San
Anlamı: erkek evlat
Örnek cümle: My little son is turning ages today and we’re going to have his birthday party.
Anlamı: Benim küçük oğlum bugün yaş alıyor ve biz de onun doğum gününü kutlayacağız.

Stepbrother:
Okunuşu: stepbradır
Anlamı: üvey erkek kardeş
Örnek cümle: He did say that something as serious as Mary’s stepbrother’s death would have been very traumatic to a child.
Anlamı: Mary’nin üvey kardeşinin ölümü gibi ciddi bir şeyin bir çocuk için çok travmatik olacağını söylemişti.

Twin:
Okunuşu: tvin
Anlamı: ikiz
Örnek cümle: The doctor would have noticed she was pregnant, just not the twin part and the boys part.
Anlamı: Doktor hamile olduğunu fark ederdi, ama ikiz ve erkek olduklarını değil.

twin-brother:
Okunuşu: tvin bradır
Anlamı: ikiz erkek kardeş
Örnek cümle: His twin-brother still supports him even if they are 32 years old.
Anlamı: 32 yaşında olmuş olsalar bile, onun ikiz erkek kardeşi hala onu destekliyor.

Uncle:
Okunuşu: ankıl
Anlamı: amca, dayı
Örnek cümle: My uncle’s children studied abroad and they speak English very well.
Anlamı: Benim amcamın çocukları yurt dışında öğrenim gördüler ve İngilizceyi çok iyi konuşuyorlar.

Wife:
Okunuşu: vayf
Anlamı: Kadın eş
Örnek cümle: My wife invited her whole family to dinner today, and I am sure she made very good meals.
Anlamı: Benim eşim tüm ailesini bu akşam için akşam yemeğine davet etti, ve eminim ki harika şeyler pişirdi.

İNTER İNGİLİZCE

İNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI

  • Amerikalı native eğitmenlerle,
  • Seviyene uygun programla,
  • Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
  • Konuşmak istediğin konuyla,
  • Her ders sonrası değerlendirmeyle
  • İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Android: İngilizce Konuşma Pratiği | iOS: İngilizce Konuşma Pratiği

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI